Dört Akli Yolculukta Aşkın Hikmet 1
Molla SadrâMolla Sadrâ’nın halktan Hakk’a, Hak’tan Hak ile Hakk’a, Hak’tan Hak ile halka, halktan Hak ile Hakk’a olan bu dört seferi bir mutasavvıfın seferinden daha öte bir şeydir. Çünkü Esfâr, kendi felsefi sisteminde tasavvufi düşüncenin de temel bir bileşen olarak yer aldığı bir filozofun akli yolculuğudur. Bu akli yolculukta mütellih hâkim, zihnî soyutlama yoluyla, rabbani âlemi müşahede eder ve metafizik bir bakış açısıyla yaratılışın anlamlarına vakıf olur. Hatta doğa ve nefs ile ilgili konular bile metafiziğin hakikatleri açısından ele alınır. Ancak onun bu seferleri, bir filozofun saf akli istidlallerle yaptığı düşünsel seferlerden de farklıdır. Çünkü yolculuğunun her aşamasında, kendisi keşf ve müşahedelerle filozofların ulaşamayacağı derinliklere ulaşmaktadır. Molla Sadrâ bir konuyu ele alırken kendinden önceki Müslüman ve Yunanlı filozofların, kelamcıların görüşlerine yer verdikten sonra evrensel olduğunu düşündüğü kendisine özgü mantıki ve incelikli delilleri zikreder. Sonra da birden "arşî tahkik” dediği kısma geçer. Molla Sadrâ’nın arşî tahkikten kastettiği şey, ilhama dayanan ve yücelerden, Allah’ın bir lütfu olarak filozofun kalbine açık bir şekilde nazil olan hakikatlerdir.